Ey
Yolcu; Bu yolculuk için seçtiğin yol sonu olmayan bir yoldur. Seni, Sana
ulaştırır.
Kendinden başlayıp, kendinden içeriye doğru yürüdüğünde attığın her adımla
açtığın bir yoldur.
Tıpkı karla kaplı geniş bir ovada, göz gözü görmeyen bir tipi altında yürümek
gibi.
Görüş mesafen sıfırdır sadece attığın adım ve adımını attığın an vardır. Çünkü
Zamanda Yolculuk yapmak ancak "An"da yaşamakla mümkün olabilir. Bu yolculukta en
ilkel içgüdülerin ve en gelişmiş sezgilerin refakat eder sadece sana. Ya eski
izlerin üzerinden gidersin, ya da fırtına onları örtmüş, veya tipi görüşünü
engellediğinden ya da sadece öyle seçtiğin için sen kendi yolunu yaratırsın.
Bu yüzden bir tek değil sonsuz sayıda yol vardır.
"Ya bir yol bulacağım, yada bir yol yapacağım" diyen belki de bir başka yaşamda
sen olan
bir yolcunun deyişi bu anı tanımlamak için çok uygundur.
Bu
yolculukta temel prensip, ruh,beden ve zihin bütünlüğünü sağlamaktır.
Sürekli, yaşamla ölüm arasındaki bir noktada boş yere enerji harcamamak,
zihinsel dinginliğe ulaşmak ve kendi bedenin üzerinde denetim kurmak şarttır.
Burada hiç bir yolcu bir diğerinden daha iyi yada daha kötü değildir. Sadece
farklıdır.
Bu yolculukta öğrendiğin her şeyi kendinle mücadele için kullanırsın. En zor
geçeceğin engel, en negatif yanın yani içindeki şiddettir. Bilmelisin ki bu yolu
oluşturacak taşlar sevgiden oluşur.
Biz burada yolculara ancak farkındalığın kapısını gösterebiliriz.
O kapıdan geçmek, O Yolda yürümek, kendini tanımak Yolcu'nun elindedir.
|

"Kalıcı değerleri öne
alanlar,geçici değerler yüzünden hem kendilerine, hem birbirlerine hayatı zehir
etmezler.
Dünyada yolcu olduklarının bilincini sürekli uyanık tutarlar."
Gerçeği
arayan bir genç, bu uğurda yolculuk yaparken Polonya'da bir bilgeyi ziyaret
eder.
Bilgenin içinde yaşadığı tek odası kitaplarla doludur.
Genç
hayretle sorar;
"Diğer mobilyalarınız nerede?"
Bilge;
"Sizinkiler nerede?"
diye
aynı soruyu sorar gence.
Genç biraz şaşkın bir halde,
"Ama ben yolcuyum" diye karşılık verir.
Bunun
üzerine bilge,
"Ben de öyleyim" der, "Ben de öyle!"
|
|